14 Şubat 2020 Cuma

Hikaye içinde hikaye



Bu yazının kelimeleri :  büyüteç ,filtre ,gölge ,sırt çantası, kablo, dağ , baykuş, erguvan ,kırmızı ,twitter

"En iyi hikayeler kendi kendilerini yazanlardır belki de  ve attığın  o ilk adımdır yolun geleceğini belirleyen dönüm noktası ..." oturup twitter ı açıp eski yazılarına bakmak gelmişti Sezin in aklına birden bu cümle de oradan çıkıp gelmişti . Uzun süredir yeni bir roman üzerinde çalışıyordu ama tıkanmıştı , hep böyle olurdu zaten bir cevap aradığında o cevap illa ki başka yerlerden çıkar gelirdi. İlk kez ne zaman yazmaya başladığını hatırlamıyordu, herkes gibi yazmayı öğrenince olmadı ki dedi kendi kendine , yazmayı öğrenmeden de yazacağım diye tutturur, birşeyler karalar sonra annesine söylediklerini yazdırmaya kalkardı. Ama uzun yıllar ve 5 kitap sonrasında bu son roman ilerlemiyordu . Rahat yazmak için bir dağ evine gelmişti ,dışarıdaki karlı ormana şöyle bir baktı. 10 gündür bu güzel yerdeydi , burayı işleten insanlar haricinde kimseyi görmemek mi içimi sıktı kitlendim böyle acaba diye düşündü Sezin aslında olabilirdi, normalde bu tür bir sakinlik halinde yazmazdı ki. İstanbul un her yanında gitmeyi sevdiği kafeler vardı , içinden neresi gelirse oraya gider bir yandan insanları gözlemler bir yandan yazardı . Günlük hayatın akışını izleyip oradan hikayeler çıkarıp sonra üzerine kendi hayat deneyiminden bazı şeyler ekleyerek yazmıştı o beş kitabı da ama bu kez farklı hikayeler anlatması gerektiğine inandırmıştı nedense kendisini . Tuhaf diye düşündü sırt çantasından bilgisayarı   çıkarırken yayınevindekiler de beni okuyanlar da benzer bir kitap beklerken tarzım aslında çok sevilirken neden farklı bir roman yazmam gerek diye düşündüm ki ? 

Tam o sırada telefon çaldı ,arayan Müge ydi , heyecanla açtı telefonu:
" Tam da sana sorulacak bir sorum vardı nasıl da bilirsin :) " Müge sordu : " Aa ne oldu ki ? ben yarın akşam yemeğe geliyorsun değil mi diye hatırlatmak için aradım ." " Ben onu tamamen unuttum ya kitap yazmak için dağ evine geldim haftaya dönmeyi planladım ." " Hadi ya çok güzel ve büyük bir yemek olacaktı konuşmuştuk ya ah sen unutursun böyle hep , yazdın mı peki bitti mi roman ? " " Hayır ya bitmedi sadece genel bir yol haritası oluşturabildim , on  günde yirmi sayfa yazamadım ,biliyorsun bir alışkanlığım var kırmızı bir defter alıp önce oraya yazarım ilk romandan beri benim için uğurludur. Bu kez onu unuttum , bilgisayara yazıyorum belki de ondandır. " " Olabilir belki farklı bir deftere yazmayı denesen ? Bana soracağın şey neydi Sezin ? Aradığımda sana soracağım bir şey var demiştin ? " "Aslında yazı ile ilgiliydi soracağım ben bu kez farklı bir kurgu yapmaya kalkıştım ve her zamankinden farklı birşey yazıyorum , o yüzden dağa geldim ama doğru yaptığımdan emin değilim artık . Sence eskisi gibi bir roman yazmayı mı denemeliyim ondan mı ilerlemiyor? Müge " " Sen hep kendini aşmaya odaklı birisi oldun be canım aynı şeyleri yazıp durmak sana yetmiyor olabilir bu çok normal ,farklı birşey tasarlamak isteyebilir insan bir süre sonra . Yazmaktan vazgeçip yeni birşeye bile başlayabilirsin şu an kendini öyle ifade etmek istemiyorsan . Bir yanında yaratıcılık olur hep ama , orası kesin bak. Hatırlıyor musun ? Liseden sonraki yaz seramik kursuna gitmiştik değişiklik olsun diye sen ne çok sevmiştin biz 3 günde sıkılmıştık sen tüm ayı bitirmiştin sonra evde de bir sürü şey yapmıştın , bende hala o günlerden kalma bir baykuş var seramik mesela  Sezincim :)  Bir de orası fazla sessiz olabilir sen kalabalık yerlerde yazmayı severdin eskiden sanki? " " Off haklısın sanırım evet çok okunmak güzel ama belki de aynı anda başka şeyler yapmaya da alışkınım ya ben düşünsene aynı türden şeylerden bahseden 5 farklı romandan sonra benzer bir şey yazmak hiç gelmiyor içimden .  Sen seramik dedin az önce değil mi tabi ya bak buradan farklı bir şey çıkarabilirim , biraz tarih biraz bilim kurgu içeren birşey yazmayı deniyorum da .. Çok teşekkür ederim Mügecim. " " Rica ederim canım ya, yarın gelmiyorsun döndüğünde görüşelim lütfen Sezincim "" Olur canım ya süper olur hatta öğle yemeği keyfi yapalım seni çok güzel bir yere götüreceğim " " Anlaştık  , ben ofise döneyim iş zamanı artık, görüşürüz. "" Görüşürüz canım ." 

Uzun telefon konuşması Sezin için çok yararlı olmuştu. Artık nereden başlaması gerektiğini biliyordu, öncelikle olayın genel kurgusunu değiştirecek seramik konusunda birşeyler bulmalıydı . Karar vermişti burada sadece temel bir kurgu oluşturup asıl romanı İstanbul a dönünce yazmaya başlayacaktı. Haftasonunda orada kalması yeterliydi Pazartesi döner biraz keyif yapar ve Salı başlardı , aklımdaki sırayla devam ettirebilirsem 1 ay bile sürmez bu kitabı yazmak düye düşündü gülümsedi. Ne acayip filtreler taşıyorduk insanlar olarak zihnimizde , bazen çevremizdekiler Müge'nin ona yaptığı gibi elimize bir büyüteç alıp kendi içimize bakmamızı herşeyi daha doğru görüp değerlendirmemizi sağlıyordu . Müge  bir konuda daha haklıydı o insanların etrafındaki varlığından ve iletişimden besleniyordu, kalabalık bir yerde yazmak iyi gelecekti . Seramik hariç ne olsaydı bu romanın çatısında , eski kitaplarına da bir gönderme içerse fena olmazdı sanki insanlarda merak yaratmak için. Her romanında mutlaka bir çiçekten bahseder onunla ilgili bir bölüm olurdu . Seramik yapmaya ilk başladığı atölyenin bahçesinde erguvanlar vardı , evet İstanbul da erguvanlar açınca şehir çok güzel olurdu şehirden de bahseden bölümler de  eklenebilirdi . Çok rahatlamıştı, kendisine çay koydu, bilgisayarın başına oturdu, şarjın bittiğini fark etti, kabloyu  alıp bilgisayarı şarja taktı. Kendi kendine gülümseyerek yazmaya başladı ,ne istediğini bulmuş olmak çok güzeldi. Yıllar önce yazdığı o tweet doğruydu en iyi hikayeler kendi kendini yazıyordu.... 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Hikaye içinde hikaye

Bu yazının kelimeleri :  büyüteç ,filtre ,gölge ,sırt çantası, kablo, dağ , baykuş, erguvan ,kırmızı ,twitter "En iyi hikayeler ...